1 Mayıs 2011 Pazar

BROOKLYN MASALI


     Hem bir varmış hem bir yokmuş. Masal bu ya Temel brooklyn sokaklarında yürüyormuş. Paul Auster ve Harvey Keitel'in işlettiği dükkandan bi paket pall mall almış. Bi sigara yakıp önündeki köşeyi dönmüş. Bir kafenin önünde dikilen Jim Jarmusch'u çevirip "ha uşağum sen iyi birine benzeysun, de bağalum bana ha buralarda düzgün hamsi nerde yerum da?" diye sormuş. Jim de cool tavırlarıyla (ve tabii çakmağıyla) bir cigarettes yakıp, Temel'e yanıbaşlarındaki masayı işaret ederek, "coffee?" diye sormuş. Temel sandalyeye oturmuş ve "ha uşağum kefal de eyudur da mevsimi değil, küçük paluk iyi olur bu havada..." diye anlatmış ve "de bağayum bana nerelisun?" diye devam etmiş. Laf lafı açmış uzun uzun anlatmışlar ve sonra birbirlerinin adreslerini alıp ayrılmışlar. İşte o gün bugündür -yani 35 senedir- Jim ve Temel mektuplaşıyorlarmış; üstelik ne Jim türkçe, ne de Temel ingilizce bilmediği halde!